Dalya ve Kırmızı Kitap

Adolfo, başarılı kısa öykü yazarı, yeni bir sayfa açmaya karar verir ve ilk romanını kaleme almayı hedefler. Yaratıcılığa olan tutkusu, kızı Dalia'dan ilham almasına neden olur. Dalia, sevgiyle bağlı olduğu peluş keçi oyuncağından esinlenerek roman için benzersiz bir karakter yaratır. Ancak hikaye, Adolfo'nun beklenmedik ölümü ile trajik bir döneme girer. Dalia, romanın renkli karakterleri tarafından esrarengiz bir şekilde kaçırılır ve kendini bir anda "Kırmızı Kitap" isimli eserin içinde, bir karaktere dönüşmüş olarak bulur.

Kitabın fantastik dünyasında, Dalia'nın tek dostu sevimli keçisidir. İkili, bu alışılmadık ortamda yolunu bulmaya çalışırken, kitabın diğer karakterleri de ana karakter olabilmek için kıyasıya bir mücadele içindedir. Bu durum, Dalia'yı beklenmedik zorluklarla ve karşılaşmalarla yüzleşmeye iterek karakterinin sınırlarını zorlar. Romanın sonunu tamamlamak, Dalia'ya düşer; fakat bu, kendine olan inancını sorgulamasına neden olur. Elinde sadece 12 saat, boş bir sayfa ve bir kalem olan Dalia'nın zamanla yarışının yanı sıra, babasının geçmişte bıraktığı dostlukları ve düşmanlıkları keşfetme fırsatı da vardır.

Dalia, macerası boyunca yalnızca bir kahraman olarak değil, aynı zamanda bir yazar olarak da evrilir. Babasının mirasını taşıyıp taşıyamayacağı, hikâyenin son bölümlerinde kendini gösterir. Film, sadece bir macera değil, aynı zamanda bir kişisel keşif ve olgunlaşma hikayesi olarak da derinlemesine bir etki bırakır. Acaba Dalia, babasının izinden giderek kendini gerçek bir yazar olarak mı bulacak yoksa başka bir yolu mu tercih edecek? Bu sorular, izleyiciyi sonuna kadar merak içinde tutacak.